Ebeveynlik yolculuğunda çoğu zaman çocuklarımızın ne söylediğini duyarız; ama gerçekten dinliyor muyuz? Günlük koşuşturma, işler, sorumluluklar arasında çocuklarımızın anlattıklarına kulak verirken çoğu zaman zihnimiz başka yerdedir. Oysa bir çocuğun kendini güvende, anlaşılmış ve değerli hissetmesi için en temel ihtiyaçlarından biri dinlenildiğini hissetmektir.
Gerçek dinleme, sadece sessizce beklemek değil; göz teması kurmak, mimiklerle ve beden diliyle ilgilendiğimizi göstermek, sorularla merak ettiğimizi belli etmek ve çocuğun duygusunu anlamaya çalışmaktır. Bu tutum çocuğun hem kendine güvenini hem de ebeveynle kurduğu bağı güçlendirir.
Çocuklar bazen anlatmak için uygun kelimeleri bulamayabilir. İşte bu noktada ebeveynin sabrı ve anlayışı devreye girer. Eleştirmeden, yönlendirmeden, sadece “orada” olmak; çocuğun kendi duygularını tanımasına ve ifade etmesine olanak tanır. Bu sayede çocuk, kendi iç dünyasını sağlıklı bir şekilde keşfeder.
Ebeveyn-çocuk ilişkisinde dinlemek, iletişimin değil bağ kurmanın temelidir. Unutmayın, çocuklar söylediklerini unutur ama nasıl hissettirdiğinizi hatırlar. Bugün biraz daha durun, biraz daha bakın ve gerçekten dinleyin.